Yeni Üyelik Haber bülteni üyeliği
|
ZEYTİN
Anavatanı ülkemiz olan zeytin 658.000 hektar olan ve 95 milyon ağaç varlığı ile toplam tarım alanında % 2.5, bağ-bahçe alanında %20'lik bir paya sahiptir. 37 ilimizde yetiştiriciliği yapılırken yaklaşık 400 bin ilçenin doğrudan geçim kaynağını oluşturmaktadır. Türkiye dünya zeytin üretiminin % 10'unu karşılarken siyah zeytin üretiminde birinci, sofralık zeytin üretiminde ikinci ve zeytinyağı üretiminde dördüncü sırada yer alan önemli bir ülke konumunda bulunmaktadır. ![]()
Zeytin ağacı ilkbaharda çîçeklenir. Çekirdeğinin sertleşmesi ve meyvelerinin olgunlaşması yaz aylarında başlar. Eylül ve kasım aylarında renk değiştirmeye başlayan zeytin önce yeşilden mora, sonra siyaha dönüşerek olgunlaşır, Bu aşamaya "alacalanma" denir. Olgunlaşan zeytinlerin haşatı eylül sonundan şubata ' kadar devam eder. Elde edilecek yağın kalitesi zeytinin nasıl toplandığıyla çok yakından ilgilidir. En kaliteli zeytinyağı, dalından tek tek toplanmış zeytinden elde edilir. Zeytin, ayrıca yere dökülerek veya emici makinalar vasıtasıyla toplanır. Zeytinin, hasat edildikten sonra kısa bir zaman sonra işlenmesi gerekir. Bunun için de yağ olacak zeytinler önce otomatik makinalarla yaprak ayırma ve yıkama işlemine tabi tutulur. Bundan sonra zeytin preslerde ezilerek bitkinin dokularından yağın çıkarılması sağlanır, l kilo erken hasat zeytinyağı üretmek için yaklaşık 10 kilo zeytin kullanılır. Diğer türlerde l kilo zeytinyağı üretmek için 7-8 kilo zeytin yeterlidir.
![]() Zeytin; su, protein, yağ, selüloz, fosfor, kükürt, kalsiyum, klor, demir, bakır, manganez A, C ve E vitaminlerinden meydana gelir. 100 gram zeytinde 224 kalori vardır. 100 gr zeytinyağında 30 miligram E vitamini bulunur. Zeytin 700 ile 2000 yıla kadar yaşayabilen bir ağaçtır. Killi, kireçli ve su geçirebilen topraklarda iyi yetişir. Engebeli ve yamaç, fakat ılık rüzgarlı yerleri sever. Zeytinin anavatanı Anadolu'dur. Ege adalarından Yunanistan, İtalya, Fransa ve İspanya'ya kadar uzanmış ve buradan da Kuzey Afrika'ya geçmiştir. Yine Güney Anadolu yoluyla Suriye, Mısır ve Fas'a kadar uzanarak bütün Akdeniz kıyılarını sarmıştır. Üçüncü bir kol olarak da Afganistan ve Pakistan'a kadar uzanmıştır. ![]() ![]() Dünya ülkelerine göre çok az zeytin ve zeytinyağı tüketiyor olmamıza rağmen "zeytinyağlılar" olarak bilinen bir alt mutfağa da sahibiz. Buna rağmen ayçiçek yağını zeytinyağına göre çok daha fazla kullanıyoruz. Yine bu zeytinyağlı mutfağımızda rağmen zeytinyağının Anadolu'daki varlığı Karadeniz ve Akdeniz'in güneyindeki kıyı şeridinde hemen sona eriyor. Zeytin tarımı yapılan Gaziantep ve Nizip çevresinde ise yok denecek kadar az. Milli geliri bizden düşük olan Tunus'ta bile bizden 10 kat daha fazla zeytinyağı tüketiliyor ![]() ![]() Romalılarda zeytinyağı 10 değişik kategoride sınıflandırılıyordu. Örneğin ağaçtan düşmüş zeytinlerden elde edilen zeytinyağına "cadu-cum", kölelerin kullandığı hastalıklı zeytinlerden üretilen yağlara ise "Cibbarim" adı veriliyordu. Tüccarlar fiyatları buna göre belirliyor ve küplere yüklenen zeytinyağları gemilerle uzak limanlara gönderiliyordu. Eski Yunanlılar ve Romalılar zeytine karşı sevgi ve saygı göstererek ancak iyi ve dürüst insanların zeytin toplamalarına izin verirlerdi. Her insan zeytinliklere giremezdi. Milattan önceki yıllarda da Giritlilerin ticaretlerinde zeytinyağı çok önemli bir yer tutuyordu. Zeytinyağı koymak için yapılan küpler bugün hala muhafaza ediliyor. Atina'da olimpiyat oyunlarında şampiyonların başına zeytin dalından yapılmış taç takmak ve bir şişe zeytinyağı takdim etmek adetti. Hıristiyanlar zeytini talih ve barış işareti olarak kabul ederler, elçiler barış haberi getirdiği zaman zeytin dalı takdim ederlerdi. Zeytin Kur'an-ı Kerim'de övülmüş ve ondan mübarek bir bitki olarak bahsedilmiştir. Zeytinden Yüce Peygamberimiz de sık sık bahsetmiş, hurma, su ve zeytin ile iftar edilmesi de fıkıh kitaplarında tavsiye edilmiştir. Zeytin mideyi doldurmadığı halde besleyici olabildiği için tasavvufta riyazet yapanların en çok rağbet ettiği gıdalardan olmuş, yine de çok önemli bir husus olan misvak hususunda da erak ağacından yapılan misvak bulunamazsa zeytin ağaçlarının çokça lif veren dal veya köklerinden faydalanılması tavsiye edilmiştir. ![]() ![]() ![]() ![]()
|
|
Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa |
Gizlilik Sözleşmesi |
Üye Girişi