Ana Sayfa


Haber bülteni üyeliği



Ziyaret Bilgileri

[ Per, 21 Kas 2024 ]
Toplam 11 ziyaret
11 benzersiz ziyaretçi

ZEYTİNYAĞI

Doğanın insan oğluna armağan ettiği en değerli besinlerden birisidir zeytinyağı. Bu mucizevi yağın sağlık açısından sunduğu nimetler saymakla bitmez . Çocukluktan yaşlılığa yaşamımızın her döneminde zeytinyağı sağlığımızı bir çok açıdan olumlu yönde etkiler.
- Zeytinyağı kalp ve damar hastalıklarında temel risk faktörü olan kolesterolü azaltarak damar tıkanıklıklarını önler.
-Zeytinyağı kolesterol içermez. İnsan bünyesinde kandaki kolesterol seviyesini düşürür, kötü huylu kolesterolü azaltırken, iyi huylu kolesterole dokunmaz. Halbuki diğer bitkisel sıvı yemeklik yağlar kolesterol seviyesini düşürürken kötü kolesterol ile birlikte iyi kolesterolü de düşürür. Bu durum zeytinyağı lehine büyük bir avantajdır
- Sıcak ve soğuk tüketildiğinde mide asitliğini azaltarak gastrit veya ülsere karşı koruyucu bir rol oynar.
- Bağırsaklar tarafından en iyi emilen yağdır ve bağırsaklardan geçişi düzenleyici özelliği vardır.
- Safra taşı riskini azaltır ve taşların erimesine yardımcı olur.
- Kemik ve dişlerin gelişmesini hücre ve dokuların yenilenmesini sağlar, yaşlanmayı geciktirir.
- Bebek bekleyen ve emziren annelerin beslenmesinde en uygun yağdır.
- Zengin antioksidan içeriğinden dolayı yaşlılarda ve bebeklerde beyin ve sinir sisteminin gelişme ve yenilenmesinde oldukça önemli rol oynar.
- A, D ve E vitaminlerince zengindir.
- Zeytinyağı, hazmolma derecesi en yüksek yağlardan biridir.
- Antioksidan maddeler içermesi nedeni ile diğer yağlara göre yüksek sıcaklıklarda bile daha dayanıklıdır ve bu özelliğine bağlı olarak kızartmalarda kullanılabilecek en sağlıklı yağdır.
-Zeytinyağları, bileşimi nedeniyle derin yağda kızartmalarda diğer bitkisel sıvı yağlardan çok daha fazla defa ve süre bozulmadan kullanılabilir.
- Zeytinyağı, ekmek, pasta, kek, bisküvi vb gibi fırında pişen mamullere lezzet verir, bu tip gıdaların kurumasını önler.

ZEYTİNYAĞI KANSERE İYİ GELİYOR

zeytin yagi"(Sizin için) Tûr-i Sina'da yetişen bir ağaç yarattık ki, bu ağaç hem yağ ve hem de ekmeğinize katık edecekleri verir"(Mu'minun, 20)

"Zeytinyağını yiyiniz ve onunla yağlanınız! Zira o, mübarek bir ağaçtan meydana gelmektedir." (Hadis-i şerif)
Dinimizde övgü ile tavsiye edilen az sayıdaki gıda maddelerimizden biri olan zeytinyağının kansere karşı da hem koruyucu, hem de tedavi edici özelliklerinin  bulunduğunu anlatan, kendi başından  da kanser vakası geçmiş bir uzman doktorun anlattıklarını istifadeniz için sunuyoruz.  



 

ZEYTİNYAĞI mucizesi!

Egzoz gazları, fabrika bacalarının kustuğu kanserojenler, içme sularımıza karışan sanayi atıkları, bir yandan da belediyelerin temizlemek için suya kattıkları klor, fast food gıdalardaki, hazır yiyeceklerdeki tehlikeli katkı maddelerine karşı elimizde iki silah var: EKMEĞİMİZ ve ZEYTİNYAĞIMIZ
Doktor İlhami Güneral, bugün dünyanın en önemli kanser ilacı olarak kabul edilen köpekbalığı kıkırdağının Küba'nın ihracat kalemleri arasında ilk sırada yer alışını gülümseyerek karşılıyor. Köpekbalığından çıkarılan squalene adlı madde sızma zeytinyağında bol miktarda bulunuyor. Günde 100 cl. Zeytinyağı tüketimi ile köpekbalığı kıkırdağından alınacak kadar squalene alınır...

Dr. İlhami Güneral ile sürdürdüğümüz dizinin beşinci gününde ülkemizde de bol miktarda bulunan, ancak ne yazık ki yeterince tüketmediğimiz zeytinyağı birinci tartışma konumuzu oluşturuyor.
Bu konuşma sırasında Dr. Güneral, Dr. Klinkhamer'in şu sözünü anımsamadan edemiyor: 'Büyük ilaç firmaları, havucun ya da baklanın sağlık yönünden değerini araştırmayı istemezler. Zira kendi ürünlerine büyük yatırımları vardır. Para musluğu neredeyse, ilgi ve araştırma da o tarafta. Böylece anlaşılıyor ki, konvansiyonel tıbbın kanser problemini çözmesi olanaksızdır'
Köpekbalığı kıkırdağı yerine ZEYTİNYAĞI
Dr. Güneral, zeytinyağının da ABD'de unutturulmak istendiğini anlatıyor. Biz de bir süre önce İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yayımlanan 'Tarihten Günümüze İzmir Mutfağı' adlı kitabımızda, zeytinyağının Akdeniz'in bir mucizesi olduğunun altını çizdiğimizi söylüyoruz. Gerçekten de, Akdeniz'de kalp krizleri ve kanser dünya ortalamalarının çok altındaydı.
Konuşmamızda hem fikir olduk ki, egzoz gazları, fabrika bacalarının kustuğu kanserojen- ler, içme sularımıza karışan sanayi atıkları, bir yandan da belediyelerin temizlemek için suya kattıkları klor, fast food gıdalardaki, hazır yiyeceklerdeki tehlikeli katkı maddelerine karşı elimizde iki silah vardı: Ekmeğimiz ve zeytinyağımız... ikisine de çok iyi sahip çıkmalıydık.
Bir süredir gazetelerde ilanlar çıkıyor, TV'lerde haberlerini izliyoruz. Köpekbalığı kıkırdağı AIDS ve kansere iyi gelmektedir, hatta önleyicidir. Doktor Güneral'e soruyoruz:
- Köpekbalığı kıkırdağı gerçekten önleyici mi?
- Evet önleyicidir. Köpek balığı karaciğerinde bulunan Squalene maddesi tümörlerin yok edilmesinde yapıtaşı niteliğindedir. Bu madde bazı böceklerde ve karıncalarda da vardır. Squalene kanser tedavisinde başarı ile kullanılmaktadır. En önemli üreticisi Küba'nın da önemli bir zenginlik kaynağıdır. Ancak unutmayınız ki bu maddenin en çok bulunduğ madde ise bizim sızma, geleneksel yöntemlerle çıkarılmış zeytinyağıdır. Zeytinyağında yüzde 2 oranında Squalene bulunur. Günde en az 100 cl. Zeytinyağı tüketen bir kişi gerektiği kadar Squalene almış olur. Amerikan Tabipler Birliği'nin yayınladığı Archive of Internal Medicine Dergisi'nin 12 Ocak 1998 sayısında çıkan bir makale hayati bilgiler içeriyor. İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden başta Dr. Alicya Wolk olmak üzere 8 bilim adamının yıllar süren 61.471 kadın üzerinde yaptıkları araştırma da şu çok önemli sonucu vermiştir: Zeytinyağı kanser riskini yüzde 50'ye yakın azaltmaktadır. Buna mukabil soya, mısır, ayçiçek yağları, hayvani yağlar ve margarinler kanser riskini yüzde 69 yükseltmektedir. O nedenle buğday kadar önemli olan zeytinyağının tüketiminin artmasına çalışmamız gerekiyor.

Yüksek ateş tedavisi

İki yıl kadar önce Rusya'da bir grup hekimin kanserli hücreleri yüksek ateş tedavisiyle öldürdüğü iddia edilmiş, ancak başta Türkiye'deki 'ortodoks' hekimler tarafından bu iddia kabul görmemişti.
Dr. ilhami Güneral ile yaptığımız söyleşi de bu konuyu da gündeme getirdik. Güneral bu yöntemin de doğru bir yöntem olduğu kanısında, ancak sadece Ruslar'ın bildiği iddiasına katılmıyor. Bakın uzmanımız bu konuda neler diyor:
-Bu iddialar doğru mudur?
-Kanser hücreleri 42 derecenin üzerindeki ısıya dayanmaz ve ölür. Bu, ta Mısırlılar zamanından beri bilinen ve tedavi maksadıyla uygulanan bir yöntemdir. Günümüzde bu uygulamalar daha bilimsel yöntemlerle, lokal olarak iyi odaklanmış, ultrason, mikro dalga ve radyo dalgalarıyla yapılır. Kanser kitlesi 42-44 C dereceye kadar ısıtılır ve böylece sağlıklı komşu dokulara zarar vermeden tümör kitlesi tahrip edilir.
- Türkiye'de neden uygulanmıyor?
- Bu kadar sade, böylesine etkili ve zararsız bir kanser tedavisi, ne yazık ki, ülkemiz onkologları tarafından ya bilinmediğinden, ya da ilaç firmalarına sadakatten kanser hastalarına ulaşamıyor. Yüksek ateş şokunun kanseri tedavi etmesi yanında, koruyucu niteliğini de gösteren çok parlak bir örnek verelim: Bundan 50 yıl kadar önce Orta İtalya'da Pontine Bataklığı diye anılan ve adeta sıtma tarlası olan bir bölge vardı. 500 kilometrekarelik bir bölgede hemen herkes sıtma geçirmekte ve bu hastalığın sık sık nükseden yüksek ateş krizlerini yaşamaktaydı. Fakat bu bölge yerlileri arasında hiçbir kanser olayı saptanmamıştı. Görüldüğü gibi yüksek ateş kanseri önleyici bir etken...

Zeytinyağlarının Çeşitleri Nelerdir?


1-Naturel Zeytinyağları: Zeytin ağacı meyvesinden, doğal özelliklerini değiştirmeyecek bir sıcaklıkta sadece mekanik veya fiziksel işlemler uygulanarak elde edilen, berrak, yeşilden sarıya değişebilen renkte, kendine özgü tat ve kokuda olan doğal halinde gıda olarak tüketilebilen yağlardır.
Naturel zeytinyağları kendi içinde 3 grup altında piyasaya verilirler.

a) Naturel Sızma Zeytinyağı: Kokusu ve tadında kusur olmayan, serbest asitlik derecesi(oleik asit cinsinden) en çok % 1 olan naturel zeytin yağıdır. Naturel sızma zeytinyağı her tür yemeklere uygun olmakla beraber salatalar için idealdir.

b) Naturel Birinci Zeytinyağı: Kokusu veya tadında çok hafif kusurları bulunabilen, serbest asitlik derecesi (oleik asit cinsinden) en çok % 2 olan naturel zeytinyağıdır.
c) Naturel İkinci Zeytinyağı: Kokusu veya tadında tolere edilebilen kusurları bulunan, serbest asitlik derecesi (oleik asit cinsinden) en çok % 3.3 olan naturel zeytinyağıdır.

2- Rafine Zeytinyağı: Zeytin ham yağının yapısında değişikliğe yol açmayan metodlarla rafine edilmesi sonucu elde edilen, sarının değişik tonlarında rengi olan kendine özgü tat ve kokuda bir yağdır. Serbest asitlik derecesi (oleik asit cinsinden) en çok % 0.3 ?tür. Bu yağ piyasada, ?' Kızartma Yağı'' olarak da pazarlanmaktadır.

3- Riviera Zeytinyağı: Rafine zeytinyağı ile doğal halinde gıda olarak tüketilebilecek naturel zeytinyağlarının karışımından oluşan, yeşilden sarıya değişen renkte, kendine özgü tat ve kokuda bir yağdır. Serbest asitlik derecesi (oleik asit cinsinden) en çok % 1.5 ?tur. Zeytinyağının canlı ve kuvvetli kokusuna pek alışık olmayanlar bu tip zeytinyağını tercih edebilirler


Yorumlar (1)
zeytinyağının yararlı birşey olduğunu öğrendim.
ezgi tarafından | Per, 11 Ara 2008 00:33:09 tarihinde yazıldı.





Editör Bilgileri

Vedat

Yönetici


Editöre Ulaşın

En Son Güncellenenler

ikinci-jeanpaul
freebsd
apiterapi
aramamotorlari
uyku
kazimkoyuncu
peyzaj

Uzerine.com Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa | Gizlilik Sözleşmesi | Üye Girişi